Seçimler tamamlandı, İstanbul belediye başkanlığı seçimi sıcak gündemini koruyor, çeşitli şehirlere İl Genel Meclisi seçimleri için yapılan itirazlar dışında her şey yerine oturdu.
Daha öncede yazmıştım, İstanbul seçimlerindeki sıkıntılar devam edecek gibi, İstanbul seçimlerine AK Partinin itiraz etmesi gayet normal, seçimlere şaibe karışında her parti seçenlerinin ve kendi hakları bakımından itiraz etmek zorundadır.
AK Parti pek çok ilde ve ilçede, beldede seçimleri kaybetti, seçimlerde neden kaybettiğini mutlaka araştıracaktır, seçim öncesi AK Partinin belediye seçimlerinde sıkıntı yaşayacağını seçimlerde belediye başkanlıkları kaybedeceğini yazmış idim.
AK Parti İstanbul’da seçim kaybetmeyeceğini düşünenlerdendik, halan aynı düşüncedeyiz ama İstanbul’da yapılan seçimler çok ilginç hale gelmiş dünyada ne kadar Türkiye düşmanı ülkeler var ise Cumhur İttifakının adayının seçim kaybetmesi için mücadele ettiğini görüyoruz.
İstanbul seçimlerinin çok karanlık tarafları var, en ilginç tarafı ise daha önce İstanbul duvarlarına yazılan 1453 İstanbul fethini karalayan sloganlarının yazılması neden devletin kurumları tarafından sağlıklı bir incelemeye tabi tutulmadı?.
İstanbul seçimlerini CHP adayı sayın Ekrem İmamoğlu kazanmamıştır, şayet Yüksek Seçim Kurulu tüm itirazlara rağmen seçim mazbatasın sayın İmamoğlu’na verirse yapacak bir şey yok.
Ülkemizde seçimlerin en yüksek makamı Yüksek Seçim Kurumudur, AK Parti seçimlerde yaşanan şaibeden dolayı yapması gereken itirazları her hakkını kullanarak tamamlamış olacak, Yüksek Seçim Kurulunun vereceği karara da herkes saygılı olmak zorundadır.
Ülkemizde 24 Haziran seçimlerine de yabancı ülkelerden müdahale yapılmak istenmiş idi, ilk hamle Cumhur İttifakının bozulması için yapılan hamle idi, AK Parti içinde partiye ihanet etmek isteyenler veya Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı zor duruma düşürmek isteyenler ne yazık ki Cumhur İttifakının bozulması için çalışanlar ve gayret edenler dikkate alınmadı!
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yıkılması için ülkemizde bir senaryo değil onlarca senaryo yazılıyor, oyuncular ve figüranlar sahneye alınıyor, oyunlar sahnede başlıyor.
Bizler Anadolu’nun bir köşesinde yaşayan insan olarak ülkeme ve sayın Cumhurbaşkanımıza karşı oynanan oyunların bir kısmını görerek vatandaşlık görevimizi yapaya çalışırken, Ankara ve İstanbul’da bulunan yetkililer nasıl oluyor da yaşanan ve yaşanacak olan tehlikeyi göremezler veya gördükleri halde sayın Cumhurbaşkanımıza iletmezler!.
AK Partinin seçim kaybetmesi normal, 17 yıllık iktidarın yıpranması da normal ama her tarafta kaybetse dahi İstanbul’da seçim kaybetmesinin manevi tarafı var ki, zaten insanları düşündüren tarafta burasıdır.
Çok net ifade ediyoruz, seçimlerde CHP adayı sayın Ekrem İmamoğlu idi ama seçim sayın İmamoğlu kazanmamıştır, o sahnelenen oyunun baş oyuncusu olarak yerini aldı ve seçimi onun kazanması isteniyor.
Seçimin pek çok analizi yapılıyor, yapılacaktır da, derin senaryoların fazla derinliğine dalmadan biz kenar tarafından geçelim ve seçimlerde AK Partiye gerçek anlamda gönül vermiş seçmenlerin her seçimde dışlanarak seçimlere girdiğini yazalım ki tarihe not düşmüş olalım.
“ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR” sözü bu günler için söylenmiş sözlerden bir tanesidir, hatta şu sözde bugünler için söylenen sözlerdir; “SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZMIŞ”.
AK Parti “GÜÇ SARHOŞLUĞU” yaşadığı için seçim kaybetmiştir, Güç Sarhoşluğunu yaşayan AK Parti yetkilileri ve kurmayları ne yazık ki gerçek AK Partili seçmenlerine ve gönül erlerinin seslerine kulak tıkamışlardır!.
AK Parti Niksar’da, Tokat’ta seçim kazansa ne olur ki?, Niksar’da veya Tokat’ta seçim kaybetmiş olsa bile, seçimi kazanan mutlaka MHP olacaktı, ama seçmenler AK Parti adaylarını tercih ettiler, kazananların ve kaybedenlerin farklı tarafları olduğu için seçimlerde yine Cumhur İttifakı kazanmış oldu.
Niksar’da seçimleri kazanma şansı AK Partinin yüksek idi, çok neden yazmaya gerek yok, AK Parti seçimlere 10 bin oy ile girdi, MHP 4 bin oy, İyi Parti adayı 2500+5000 CHP oyları ile seçimlere katıldı, böyle bir seçmen tercihi karşısında MHP nin seçim kazanması için AK Parti seçmenine hitap etmesi gerekirdi , MHP AK Parti seçmenine hitap edemedi, İyi Partinin AK Parti seçmenine yakınlık gösterememesi ve seçmenlerin arasında sürtüşmelerin kısmen de olsa yaşanması ve AK Parti ve MHP seçmeninin İyi Partiye oy vermeyeceği biliniyorken İyi Partinin Niksar’da seçim kazanması söz konusu değildi.
Yazımızın başlığında ifade ettik “DIŞLANAN VE ÖTEKİLEŞTİRİLENLER!. AK Parti seçmeni Niksar’da kısmen karşılaştığı sıkıntılara tepki verdi, hatta şunu ifade edebiliriz, AK Parti Niksar seçimlerini son 3-4 gün içinde geri almayı sağladı, MHP adayı, seçim çalışmalarında, AK Parti seçmeninden çok CHP seçmenine ve İyi Parti seçmenine yakınlaştı, AK Parti adayı ise CHP seçmenine daha yakın olmayı tercih etti, kendi seçmenini çantada keklik sandı, bu düşünceyi gören AK Parti seçmeni sandıkta AK Partinin yaptığı hatalardan dolayı sandığa gömmeye kararlı iken son 3-4 gün için seçmene “AK Parti kaybederse İyi Parti kazanıyor, MHP seçim kazanamıyor” algısı yapıldı ve AK parti seçmeni alternatif olarak gördüğü MHP ye oy vermekten son günde vazgeçmiş oldu, bu düşünce Niksar gerçeğidir, AK Parti seçmeninin bir kısmı sandığa gitmedi, gidenler oyların iptal edilmesini sağladı ve AK partinin Cumhurbaşkanına olan sevdası, AK Partinin yeniden seçilmesini sağladı.
Bizler gerçekleri yazıyoruz, kimsenin düşüncesine de haksızlık yapmak istemiyoruz.
Niksar’da yaşanan sıkıntılar ülke genelinde yaşandı ise, AK Parti seçmeni bu seçimde Cumhur İttifakına zarar vermemek için MHP adaylarını tercih etti.
Son yıllarda AK partiye gönül vermiş seçmenler sürekli dışlanmaya başlandı, her seçim döneminde dışlanan seçmenlerin tepkisi ise AK Partiye ve ülkeye büyük zararları oldu.
Yaşanan sıkıntılardan ve dışlanan AK parti seçmeninden daha fazla bir şey beklememek gerekir.
AK Parti yaşadığı sıkıntıları gelecek 4 yıllık süreç içinde iyi analiz yapmalıdır.
Türk milleti asil bir millettir, gerektiğinde ne zaman ders vereceğini bilir, seçmenler 24 Haziranda ders vermek veya yapılan yanlışlar karşısında uyarıcı görevini yaptı, AK Parti neden oylar düştü hesabı yapmadan 31 Mart seçimlerine katıldı!.
Günün Sözü: Şeytan ayrıntıda gizlidir.
Merhaba,
İstanbul seçmeninin havasını okuyamadığınızı görüyorum, İstanbul seçmeninin havasını a haber tarzı yandaş kanallardan takip edenler, olası bir seçim tekrarı durumunda büyük şok yaşayacaklar. Tıpkı seçim öncesi Ankara ve İstanbul’da hiçbir sorun yok, Ak Parti kazanacak dediğiniz gibi yine yanılacaksınız. İstanbul seçmeni gelişmelere son derece tepkilidir, sandıktan çıkan iradeye saygı duymak gerekecektir. İlk gün birleştirme tutanakları düzeltilince öne geçeceğiz diyenler, bu tutanaklarda Chp aleyhine kaydırmaların da yapıldığının fark edilmesi sonrası geçersiz oylar sayılınca öne geçeceğiz dediler, geçersiz 330.000 oy sayılınca da yine fark kapanmamıştır. Geçersiz oyların sayımı sonrası yaklaşık 5000 oy fark düşmüştür, bunun sebebi ise mührü ampülün üstüne vuranlar olduğunu görüyoruz, 2014 yılında Ankara’da yaşananların sonucunda 2019 yılında Ankara seçim sonucu ortadadır. Yeni bir seçimde millet benzer bir tepkiyi sandığa yansıtacaktır. İstanbul’da görüştüğümüz ve konuştuğumuz pek çok Ak Partili dost ve kardeşimizin tepkili olduğunun farkındayız. A haber ve türevleri seçim öncesi insanları yanılttığı gibi seçim sonrası da yanıltmaya devam etmektedir. Geçersizler sayılınca Binali Yıldırım başkan olacak diyenler neden geçersizlerin sayımı bittiğinde seçim yenilensin noktasına geldiler? Geçersizlerin sayımı bittiğinde Yıldırım öne geçmiş olsaydı yine seçim yenilensin diyecekler miydi? Bahsedildiği gibi bir şaibe varsa bu seçim akşamı ve ilerleyen 2-3 günde de anlaşılırdı, neden o günlerde direkt olarak seçim iptali söz konusu olmadı? 1 oyla bile kazanan kazanmıştır, yeni bir seçimde İmamoğlu yüzde 52 oyun altına düşmeyecektir ancak bu yeni seçimin maliyetinin de hesaba katılması gerekir. İstanbul seçmeni bir tercih yapmıştır, başkanını seçmiştir, ilçe belediyelerinin ve meclis üyeliklerinin çoğunu alan Ak Parti neden yalnızca büyükşehir belediye başkanı üzerinden siyaset yürütmektedir? Eğer bir şaibe yapıldıysa bu şaibeyi yapanlar neden ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediye meclisi seçimlerine de şaibe karıştırmamıştır?