Cemalettin Bilgin

BUGÜN ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Bugün Öğretmenler günü.

Saygıdeğer Öğretmenlerimizin bu özel günleri kutlu olsun.

Sabah saat 10 da Öğretmenler gününü kutlamak üzere Hükümet Konağı Bahçesinde gittik, Öğretmenler ve müdürler tören alanında idi, karşılaştığımız öğretmenlerimizin günlerini kutladık.

Bu seneki törenler, her törende olduğu gibi kısıtlayıcı yapıldı, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı emekli öğretmenimiz Şahman Açıkel ve genç öğretmenler adına Hilal Aydemir öğretmenimiz konuşmalarını gerçekleştirdiler.

2020 yılı eğitim için kötü bir yıl oldu, yeni okula başlayan, okuma yazma bilmeyen çocuklar için çok büyük talihsizliğin yaşandığı yılı bitirmek üzereyiz.

24 Kasım Öğretmenler günü her zamankinden farklı olarak, günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yine yapıldı, öğrencilerimiz şiirler okumadı, bu güne mahsus özel programlar yapılmamış oldu, bu sene kısıtlamalar olunca gün dolayısı ile ekonomik hareketlilikte yaşanmadı, Çiçekçiler ve hediyelik satan işletmeler bu kutlamadan nasibini alamadı, onun dışında her öğrenci öğretmenini arayarak gün kutlaması mutlaka yaptı, sanırım şaşalı kutlamak yerine böyle mütevazi kutlamak daha doğru.

24 Kasım Öğretmenler gününü her gün de olduğu gibi kutlamalar programlar, yemeler, içmeler ile kutlanıyor, bazen ipin ucu kaçıyor aşırı kutlamalar oluyordu.

Öğretmenlerimiz aslında hiç unutulmamalı, her zaman onlara saygı ve sevgimizi göstermeliyiz, önemli olan her gün hatırlamaktır.

2020 yılı eğitimin aksadığı bir yılda Öğretmenlerimizin gününü kutlasak ne olacak ki, bu kısıtlamalardan dolayı pek çok öğretmenimiz bu kutlamadan memnunda değiller, o kıymetli öğretmenlerimiz; “bizim 1 günümüz kutlansa ne olur ki?, çocuklarımıza tam olarak sağlıklı eğitim veremedikten sonra” diyen öğretmenlerimiz gerçek anlamda kıymetli ve mesleğini seven insanlar.

Eğitim ve öğretimin tamamen aksamaması için bugün öğretmenlerimizin çoğu yine iş başında, TV lerden ve sosyal medya ağlarından öğrencilerine ulaşarak eğitimlerini sürdürmeye çalışıyorlar, ama bu sosyal medya ağındaki aksaklıkları görünce, İnternetin çekmediği için öğrencisine ulaşamayan öğretmenlerimiz  üzgün bir şekilde görevlerini yapıyorlar.

Öğretmen için en kıymetli çalışma sınıfına girip öğrencisi ile bire bir temas içinde o çocuğa dokunmak ona öğrenme sevgisini vermek olduğu ifade ediliyor, her öğretmen eğitim verdiği, yeni bir şeyler öğrettiği öğrencisini yakından tanımak isteği, ona Öğretmen şefkatini vermek için dokunma isteği muhteşem bir duygu olsa gerek.

Öğretmenlerimiz buruk bir eğitim yılını sürdürüyorlar, onların en mutlu olacağı zaman, eğitim verdiği çocukların başarısıdır, bir öğretmenin en mutlu olduğu an, eğitim verdiği çocuğun başarılı bir şekilde bir üst sınıfa geçmeleri ve sonrasında eğitim hayatı bittikten sonra o öğrencisinin anneye, babaya, millete ve devlete hayırlı bir birey olarak hayatlarına devam etmeleridir.

Bir gün hatırlanmak tabi ki güzel ama, eğittiği çocukların kendisini bir ömür boyu hatırlanması dünyanın en mutlu anı olsa gerek.

Öğretmenlik mesleğinin ne kadar kıymetli ve kutsal bir görev olduğunu biliyoruz.

Bugün bizler bu klavye başında bir şeyler yazabiliyorsak bunun en güzel tarafı öğretmenlerimizden aldığımız eğitimdir.

Bir çocuk için anne ve baba çok kıymetlidir ama, Öğretmen daha da kıymetli olduğunu biliyoruz.

Bir çocuk için bazen öğretmen anne ve babadan daha da kıymetlidir, çünkü o çocuk öğretmende bulduğu sevgiyi, şefkati anne ve babasında görmeye biliyor!. İşte bu yüzden öğretmen ve öğrencinin bir sınıfta birlikte eğitim almasının ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.

Bir öğrenci şu duygularla sınıfa giriyor; “Senin gibi bir hocaya sahip olmak bir nimettir. Dünyamı değiştirdiğin için teşekkürler öğretmenim” diyorsa, dünyanın en büyük hediyesi budur.

Günümüzde “Senin gibi bir hocaya sahip olmak bir nimettir. Dünyamı değiştirdiğin için çok teşekkürler” diyen öğrencilerimiz varken, bu iki güçlü duygu ağına engel olmak isteyenler yok mu?, evet var!.

Öğrenci sevgi ile hayat bulmaktadır, öğrenciye bir şeyler öğretmen kıymetlidir ama, eğitim vermek daha da kıymetlidir, Milli Eğitim Bakanımız sayın Ziya Selçuk öncesinde sınıfa giren öğretmen öğrencisine dokunamıyordu!.

Düşünün bir öğrenci için öğrenme anne ve babadan daha kıymetli ve şefkat veren bir insan iken, artık öyle zamanlar yaşandı ki, öğrencisinin saçına dokunarak sevgi ve şefkatini verecek öğrenci ile öğretmen arasına sırttan duvar örüldü, artık öğretmen öğrencisinin saçına dokunamaz hale geldi!, bu sevgi bağını kopartan kimdi?, ne yazık ki bu sevgi bağının kurulmasına katkı yapması gereken, bağnaz bürokrat kafa ve bağnaz düşünceler içinde olan Bakan ve etrafındaki sözde insanlar!.

Aslında Öğretmenler gününde  var olan bu acı tablo konuşulması gerekirdi!.

10-15 sene önce bir öğretmen öğrencisine şefkati ile birlikte eğitir idi, bugün öğretmen çocuğa geçmişte verilen, öğretmen sevgi ve şefkatini veremez noktaya geldi, aslında bunun mutlaka ve mutlaka siyasetçiler ve eğitimcilerin başında olan insanlar sorgulamalıdır.

Ülkemizdeki Eğitim ve Öğretimin yerli yerine oturması için Milli Eğitim Bakanı sayın Ziya Selçuk’un başarılı olacağına inancımız tamdır ama, aradan geçen zaman, işin ruhin seviyede olduğunu gösteriyor.

Eğitim, eğitim ve eğitim bu ülke için çok kıymetli.

Öğrenciye, öğretmen kendi sevgisini vererek eğitim vermeli, hayatı öğretmenlidir, bunun içinde Öğretmen ile öğrenci arasına örülen, “öğrenciye dokunduk taciz” şirkin yakıştırması ortadan mutlaka kaldırılmalıdır.

Yazarken bile tiksiniyoruz!. Bir öğretmen öğrencisinin sırtına dokunduğunda,  “öğretmen çok çirkin ve ahlaksız suçlama” ile karşılaşıyorsa, bu nesillerden sağlıklı nesiller çıkmayacaktır!.

Öğretmen sınıfına girdiğinde, öğrenci öğretenini gördüğünde ona sevgi ve şefkatini gösterebilmelidir, aksi taktirde öğretmenler bir robot gibi sınıfına girer ders süresince konuşur, ders verir ve süre tamamlanınca sınıfı terk eder, sınıf dışında hiçbir öğretmen öğrencisi ile ilgilenmediğinde başarı sağlıklı olmayacaktır.

Günümüzde hayvanlara verilen özgürlükler ne yazık ki Öğretmenimizin elinden alınmıştır!.

Hangi hayvan olursa olsun, onun insanlara bağlanması ona yem veren, su veren hizmet kadar ona dokunduğunda hayvan sana sadakatini belli ediyor, gerektiğinde seni koruyup kolluyor, bunun tek nedeni ona verilen yemek değil, yemek ile birlikte ona dokunmak, ona olan sevgini ellerinde vermektir.

Günün Sözü; ÖĞRETENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.