Zaman hızla gelip geçiyor.
Boş geçen zaman olunca; yazık oldu boş geçen zamana” diyen kaç kişiyiz?.
Gerçekten boş geçen zaman olduğunda ve boş geçen zaman bizlere değerler kaybettirdi ise; “yazık oldu geçen zamana” diyerek telafi edilecek bir durum varsa geçen zamanı telafi etmek gerekir.
Zaman hızla geçiyor.
Kurban Bayramı geçeli tam bir yıl oluyor, sanki dün gibi!.
Zaman hızla ilerlerken, zamanı yakalamak, zaman içinde insan gibi yaşamak önemli.
Dün çok hızlı geçiyor.
Yıl hızlı geçince, günün bir anlamlıda kalmıyor.
Geçen zamanda birde enerjimiz boşa harcanıyorsa işte o zaman iş daha kötü, zamanı boşa harcayınca enerjimizi boşa harcamamak gerekir.
Bugün, dünden daha iyi olmalı.
Bugün dünden daha iyi olmaz ise, daha çok çalışma karalılığında olmaz isek, geriye dönüp baktığımızda geçen zamana “eyvah” deriz.
Zaman hızla geçerken, bazı insanlar geçen zamanlarına acımıyor, okuduklarını gerçek anlamda tam olarak anlamıyor, duyduklarını da kendi duymaları gerektiği gibi duyma ve anlamak istiyor.
Dini konulara pek karışmam.
Din konusu çok hassas bir konu, dini bilgimiz yeterli olmadığı zaman, karşından gelecek sorulara muhatap olunca doğru cevap vermek gerekir.
Geçen gün bir Radyo programı izledim.
Aracımla yolculuk yaparken mutlaka radyo dinlerim, yorumlar ve haberler varsa mutlaka onları dinlerim, yoksa dini programlar olursa onu dinleyerek yolculuğun bitmesini sağlarım.
Dedim ya geçen gün radyo dinlerken önemli dini konular konuşuldu, konuşmacı şu düşüncesini paylaştı; “Din adamının işini gönül işidir, para için Din görevlisi olunmaz, para kazanmak isteyen Patates, Limon satar!” demişti.
Radyoyu dinlerken bu sözü iki defa tekrarladı, benimde hoşuma gitti bende sözü birkaç saat sonra sosyal medya sitemde paylaştım.
Dedim ya; dini bilgim çok yeterli olmadığı için dini konularda asla yazı yazmamaya özen gösteririm.
Sosyal medya platformunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilirim, tuzaklarla doludur, kimin ne yapacağı belli değil, kimin ne zaman darbe vuracağı da belli değil.
Radyoda program yapan kişiler bildiğim kadarı ile kendi alanlarında donanımlı insanlar, bizlerde rastgele insanların konuşmasını almadık, söylenen söz o kadar kıymetli ki, lakin ben sözü paylaşınca sanki kıyamet kopacakmış gibi yorumlar geldi.
Yazdığım her yazıya yorum yapılsın isterim, yapılan yorumlar, yazdığım yazı iyi anlaşılır ve bana dahi eleştiri gelmesi bizleri mutlu eder.
Yazdığım yazı iyi anlaşılmamış olmalı ki veya anlaşılsa dahi, birileri bir şeyi bahane ederek içindeki kin ve nefreti dışa vurmak isteyince tam da aradıkları yazı önlerine düşmüş oluyor!.
Yazdığım yazıya dini bilgisi iyi olmayanlar tarafından yapılması, yanlış yorumların yapılmasını anlayışla karşılıyorum, ama dini tarafı var olduğu bilinen insanların yanlış yorumlar yapmasını anlamam mümkün değildir!.
Bizim yazımız İslami konularda, yani İslam Dinini temsil edenler, İslam’a hizmet eden değerli İmamlar ve Müezzinlerimiz, Müftülerimiz veya genel anlamda İslam’ı düşünce için hizmete talip olan insanlara yönelik idi.
İslam dini Cenabı Allah’ın insanlara sunduğu son din olması dolayısı ile, İslam Hoş Görü Dinidir.
İslam dini hoş görüyü öne alıyorsa, İslami bilgisi iyi olanlar, okuduklarını iyi anlamaları gerekir, kendilerine sorulan soruya da sağlıklı cevap vermeleri gerekir.
Aslında, Din adamlarına yönelik söylenen söz ama, sözün içeriğine bakınca herkesi ilgilendiren kıymetli bir sözdür.
Sözümüzü tekrarlamak gerekirse; Din adamının işini gönül işidir, para için Din görevlisi olunmaz, para kazanmak isteyen Patates, Limon satar!” dedik.
Evet söz çok kıymetlidir, anlayanlar için kıymet taşıyor, hele de İslam’a hizmet amacı ile yola çıkmış herhangi bir şekilde din adamı olmuş kişiler bu sözü okuyunca çok memnun kalmaları gerekir, kendilerine sunulan görevin ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu anlamaları gerekir.
Gerçi Allah’ın kelamlarını, emirlerini okudukları halde anlamayanlar, bizler gibi cahil! olan insanların yazdıklarını nasıl anlasınlar ki!…
İslam dini hoş görü dini olmasına rağmen, İslam!a hizmet için yola çıkanlar, okuduklarını anlamayıp yanlış yorumlar yapınca, sözün ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.
Bizler işin manevi tarafına bakarak kıymetli sözü yazdık.
Bir kez daha ifade ediyorum sözün özü “manevi iklimi yaşayanlar içindir, manevi iklimi yaşamaktan uzak ama bir şekilde dini müessesede görev yapanlar bu kıymetli sözü asla anlayamazlar.
Yazdığım yazıya çok yorum geldi, bir kısmını sildim, çünkü ipin ucu kaçmaya, karşılıklı sürtüşmeler başlamaya çalıştığı için.
Din görevlisi insanlar şayet gerçek anlamda kendilerine tevdi edilen görevi hakkı ile yapmaya çalışmış olsalar, işin maddi tarafına yönelik değil de, manevi tarafına yönelik hareket etmiş olsalardı yazığımız güzel söze çok anlamlı cevaplar vermeleri gerekirdi.
Din adamı hemen işin maddi tarafına bakarak yorum yapıyor ve iki yorumu not yazıyorum, bu yorumları yazanlar dini kurumda görevli olduğunu düşündüğüm kişiler.
Mustafa Çakırtaş; Bu yazıyı görünce Halk tv yada cumhuriyet gazetesi yayınlamış sandım ama bizim icimizdekilerrin de derdi din olmuş diyanet olmuş bu görevleri layıkıyla yapan insanları da bazen takdir edin sürü de koyunu olmayan cobanla uğraşır camiye yolu düşmeyen hoca ile uğraşır bu hep böyledir. “ diyor ve bir başka yorum yazan, Mehmet Aksoy; Buna sen mi karar veriyorsun sayın c.b İmam namaz kıldırdığı için para almaz ailesini geçindirmek için devlet ona mecbur bakar. Sen domates aldığında para verdiğin gibi imam da para veriyor bu adam neyle geçinecek? Hem buna dinimiz cevap vermiş alimler cevap vermiş gazetecilere laf düşmez” diyor.
Görüyormusunuz?, yazılanı tam olarak anlamamış iki değerli insan.
Bizlerin yazdığı söz bir din adamının Radyo konuşmasındaki sözler, beni eleştiren insanlar, kendi temsil ettikleri makamın ne anlam taşıdığını bilmedikleri için benim böyle bir düşünceyi paylaşmaya hakkımın olmadığını yazıyorlar.
İslam dini hoş görü dini olduğunu hatırlatmak bize düşmez, Allah ve onun sevgili kulu Hazreti Muhammed Mustafa Hazretleri İslam adına gereken sözleri zaten insanlığa tebliğ etmişlerdi.
Günün Sözü; Öyle çok dağıldık ki, Topla bizi Allah’ım.
YORUMLAR