Cemalettin Bilgin

BİZİM MUHALEFET!..

Bizim ülkemizde bir karışıklık ve anarşi hareketleri çıksa bu terör olaylarına ilk önce kim sahip çıkar?

Anlaşıldı bu sorunun cevabını vermek için birileri “kem küm” ederek cevap vermekten kaçınacak, o zaman bizler hemen cevap yazalım, ilk önce bizim ülkemizde muhalefet partilerinin bir belli bir kısmı  sahip çıkacaktır.

Peki Ukrayna’daki savaş veya karışıklık karşısında Ukrayna’ya  kim destek veriyor ?. Rusya’nın muhalefet lideri Alexey Navalny, bunun yanında Ukrayna da muhalefet liderleri ellerine silahları alıp meydanlarda Rusya’ya karşı kendi ülkesine sahip çıkıyor, hemde Rusya’nın “hükümeti yıkın” sözleri karşısında!…

Peki Ukraynadaki ana muhalefet partisi lideri nasıl davranıyor?, eline silahı alıyor, hücum yeleğini giyerek sokaklara halkı ile birlikte Rusyanın işgaline karşı direniyor.

Vladimir Zelenki’den önce Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı olan ve şu an ana muhalefet partisinin liderliğini yapan Petro Poroşenko, Kiev’i savunmak için sahaya indi.

İki ülkenin siyasetçisi ve düşündürdükleri.

Önceki dönem Cumhurbaşkanı olan Ukrayna Cumhurbaşkanının silahı eline alıp sokaklarda halkı ile  Rusya’nın yaptığı işgale karşı direnirken, bizim ana muhalefet partisi lideri 15 Temmuz ihanet darbe girişimi ve ülkemizi işgali sırasında  bir belediye başkanın evine giderek kahveyi TV de haberleri dinleyerek geçiriyor.

Burada bir önemli farkı daha yazmak gerekirse.

15 Temmuz gecesi ana muhalefet partisi genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Havalimanından eve çekilip TV yi Kahve içerek geçiriyor, Ukrayna eski Cumhurbaşkanı ise evinden çıkarak silahı alıp halkın içine giriyor, halkı ile birlikte ülkesinin işgaline karşı mücadeleye başlıyor!.

Peki bizim ülkemizdeki milliyetçi olduğu iddia edilen İYİ Parti genel başkanı Ukrayna savaşı çıktıktan sonra ne yapıyor?. Hükümetin Dış politikada yaptığı başarılı çalışmaları görmezden gelip, ülkemizi savaşan iki ülke arasında  taraf olması için sürekli hükümeti kötülüyor!…

İP genel başkanı Meral Akşener Çarşamba günü yaptığı grup toplantısında hükümeti çok acımasız bir şekilde eleştirirken söylediği sözler manidardır.

Akdeniz’de herkesin gaz aradığını, sadece Türkiye’nin aramadığını öne süren Akşener, “Dış politikadaki politikasızlık enerjide de bizi vuruyor. Üstelik doğal gaz sadece pahalı değil aynı zamanda miktarı da yetersiz. Doğal gaz kesintileri hala yüzde 20 oranında devam ediyor. Karadeniz’de gaz bulan Sayın Erdoğan nedense santrallere gaz bulamıyor. Bu da yetmezmiş gibi BOTAŞ da özel tedarikçilerin doğal gaz ithal etmesine engel oluyor. Neden? Çünkü yandaşa ihale etmeyi bekliyor.” dedi.

Gerçekten Hükümetin Doğal Gaz ve çeşitli yakıt türlerinin bulunması için yaptığı çalışmaları görmezden gelmek, Denizlerde Dünyanın en önemli arama ve sondaj gemilerine sahip olduğumuz bir dönemde Hükümeti Doğal Gaz konusunda eleştiri yapabiliyorsa vallahi bu sözler karşısında Akşener’e pes demek gerekir!.

Denizlerde Doğal gazı bulmak bir marifet, onu bulup karaya çıkartıp ülkesinin hizmetine sunmak ise babayiğitlik ister.

Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Enerji Bakanlarının yaptığı Doğal gazve Petrol arama çalışmaları en modern gemilerle  yapıldığı ve büyük miktarda Doğal Gaz’ın hem Karadeniz, hem de Akdeniz’de bulunduğu, yakın zamanda yeni müjdelerin geleceğini bilmemek insafsızlık olur.

Denizde bulunan 750 milyar metre küplük Doğal Gazın karaya çıkma çalışmaları 24 saatlik çalışmalarla devam ediyorken Hükümeti suçlamak insafla bağdaşmamaktadır.

Ayrıca yine Hükümeti Rusya-Ukrayna savaşında taraf olması için sert ifadeler kullanırken ülkemizi 40 yıldır terör belasın kurtulması için, sınırlarımıza sürekli Suriye bölgesinde barınan PKK teröristlerini saf dışı olması için Suriye bölgesine yapılan operasyonları eleştirdiği günleri unutmuş bugün Cumhurbaşkanımızı Rusya konusunda taraf olması için teklifte bulunuyor.

Akşener; “Putin’in kafasındaki Rusya’nın eksik parçalarının Kars, Erzurum ve Ardahan olmadığını kim rahatlıkla söyleyebilir? Bugün, bölgemizdeki tüm bağımsız devletler bu soruyu kendi ülkeleri için soruyorlar. ve herkes, Putin’in idaresindeki Rusya nedeniyle, güvenliğinin tehlikede olduğunun farkında. Bunun farkında olmayan ve Rusya’nın bu halinden memnun olan tek bir bölge ülkesi var; o da maalesef Türkiye. Aklı başında insanlar tarafından yönetilen her devlet, eğer bağımsızlığını ve egemenliğini Rusya’ya karşı korumak istiyorsa belirli adımlar atmalıdır. Ancak üzülerek söylüyorum ki Türkiye, bu adımları atamayacak kadar Rusya’ya bağımlı hale getirilmiştir. İki ülke arasındaki ilişki, dengeli ve simetrik değildir. Bu ilişki, Rusya lehine asimetrik bir ilişkidir. S400’lerden Suriye’ye, Akkuyu’dan turizme kadar hemen her alanda bu asimetrinin Türkiye’yi düşürdüğü kırılgan durumun yansımalarını görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta NATO’yu göreve çağırarak “Ukrayna’ya daha fazla destek olmuyorlar” diye NATO ülkelerini eleştirdiğini aktaran Akşener, “Sabah Rusya’yı eleştiren ve batılı devletleri göreve çağıran Sayın Erdoğan, aynı günün akşamı Avrupa Konseyi’nin 47 ülkesinden bir tek Ermenistan’ın Rusya’ya destek olduğu oylamada çekimser kaldı. İşte size AK Parti iktidarının dış politikada memleketimizi düşürdüğü kırılgan durum.” dedi.

Gerçekten ülkemiz dengeli bir Dış politika yürütürken, Akşener’in ne yapmak istediğini anlamak zor!.

Ülkemizdeki muhalefetin en büyük sıkıntısı “Erdoğan gitsinde kim ne yaparsa yapsın” mantığından hareketle, dünyada ve bölgemizde güçlü olan ülkemizi sıkıntılı süreçlere taşımak istekleri bugüne kadar hüsrana uğratıldı, bundan sonrada muhalefet partileri yapılan çalışmalar sonunda yine hüsrana  uğrayacak, Rusya-Ukrayna savaşının son bulması için Devletimiz, Cumhurbaşkanımız dengeli Dış Politikasını sürdürecektir.

İP genel başkanı Akşener ülkemizi kan gölüne çeviren PKK terörünün son bulması için yurt dışında görev  yapmak üzere TBMM deki teskereye “evet” dedi ama, “neden Suriye’ye” gidildi diyerek de eleştiri yapmaktan geri kalmadı.

Rusya-Ukrayna savaşından ders alınacak çok önemli konular varken, bizim muhalefet partileri halen ayrışma, bölme peşindeler.

Bakınız Ukrayna’nın eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, Kiev’i savunmak için silahını kuşandı, hücum yeleğini giydi sahaya indi, halkı ile birlikte topraklarını korumaya ant içti.

Ukrayna’nın bir önceki Cumhurbaşkanı “seçim kaybettim” diyerek şimdiki Cumhurbaşkanına karşı cephe açmadan halkı için, toprakları için sırt sırta verip savaşırken, bizim ülkemizdeki muhalefet, ne yazık ki “böl parçala” mantığından hareket ederek hükümeti zor günlerde desteklemesi gerekirken gereksiz lüzumsuz halkın kafasını karıştıran polemiklere giriyor.

Türk halkı her şeyi gayet iyi izliyor.

Bugün ülkemizde birlik olma zamanıdır.

Rusya-Ukrayna savaşının etkileri  ülkemize en az olması için gayret etmek gerekir, gün ayrışma zaman değildir.

Günün Sözü; Dostunu görmek istersen oğul;  Darda gör, Zorda gör, Kavgada gör.  Hele bir de menfaatine dokun da gör.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.