Cemalettin Bilgin

BAŞARI TÜRK MİLLETİNİNDİR

15 Temmuz “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” anma etkinliği yapıldı.

15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilmek istenen darbe hayat bulmuş olsa idi, bugün bu yazıyı yazma şansımız olmayacaktı, ama hainler amaçlarına ulaşamadığı içinde bu yazılarımızı yazabiliyoruz.

Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan her yaptığı konuşmada tarihi gerçekleri ortaya koyuyor, yeniliklere açık olmayan bazı insanlar ne yazıkki yapılan çalışmaları karalamaya, halen FETÖ terör örgütüne bilerek veya kasıtlı bir şekilde borazancılığını yapmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanımız geçen gün Milli Savunma Akademisinde yaptığı konuşma çok kıymetlidir, konuşmasından bir bölümünü alarak katkı sağlamak istiyorum.

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTEMİZ, KISA SÜREDE GÜÇLÜ BİR ASKERÎ EĞİTİM KURUMU HÂLİNE GELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kurulan Millî Savunma Üniversitesi’nin kısa sürede güçlü bir askerî eğitim kurumu hâline geldiğini belirterek, “Üniversitemiz hâlihazırda beş farklı şehirdeki 1110’u misafir, 16 bin 382 öğrencisiyle eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Bugüne kadar üniversitemizden 765’i misafir olmak üzere toplamda 23 bin 167 subay ve astsubay mezun olmuştur” dedi.

MSÜ’nün kuruluşunu gerçekleştiren ve bugünlere gelmesini sağlayan Prof. Dr. Erhan Afyoncu’ya teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK’nin subay ve astsubay düzeyinde ihtiyaç duyduğu insan kaynağını karşılamanın yanında stratejik, bilimsel ve kültürel faaliyetler gösteren MSÜ’nün yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite bünyesindeki fakülte ve enstitülerden mezun olarak TSK’ye katılan her subay ve astsubayın ordunun gücünü artırdığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye, dünyanın sadece en köklü ordularından birine sahip olmakla kalmayan, aynı zamanda en eski kurmay eğitim sistemini de kurmuş bir ülkesidir. Bu yıl Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluşunun 2.230’uncu yılını kutluyoruz. Kurumlarımızın bir kısmı modern dönemdeki kuruluş yıl dönümleri üzerinden tarih veriyor olsa da aslında çoğunun geçmişleri bir hayli eskilere dayanıyor. Bizim tarihimizdeki pek çok müessese, Batılıların modern dönemde önümüze çıkarttıkları kurumların ilhamı veya kopyasıdır. Artık siyasetten ekonomiye her hususta olduğu gibi askerî alanda da yeni bir seviyeye ilerliyoruz. Bu yeni seviyede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hem insan kaynağı hem eğitim kalitesi hem donanımı itibarıyla mümkün olan en güçlü konuma ulaşması hayati öneme sahiptir. Geçmişte bir dönem vesayet odaklarının, bir dönem FETÖ’cü hainlerin yol açtığı kayıplara rağmen bu doğrultuda önemli bir mesafe kat ettik.”

Türkiye’nin savunma sanayi teknolojilerinde geçen 15-20 yılda kat ettiği mesafenin, tüm dünyanın dikkatle takip ettiği, örnek aldığı bir başarı hikâyesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı başarıyı Millî Savunma Üniversitemizde subay ve astsubay eğitimi alanında da görüyoruz. Ordumuzun er, erbaş seviyesindeki insan kaynağıyla ilgili yeni modeller de oldukça tatminkâr bir şekilde yürüyor” dedi.

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZ DESTAN ÜSTÜNE DESTAN YAZIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK’nin sınırları koruma, sınır ötesi harekâtları gerçekleştirme, dost ve kardeş ülkelere destek olma konusunda gösterdiği performansla destan üstüne destan yazdığını belirterek, şunları söyledi: “Milletimizin ülkesine olan güveninin artmasında, ordumuzun gösterdiği başarıların büyük payı vardır. Elbette sistem ve teknoloji önemli olmakla birlikte meselenin özünde insan olduğunun da farkındayız. Türk Milleti askerliğe ve teşkilatçılığa olan yatkınlığı sayesinde sürekli kendini yenilemeyi, geliştirmeyi, büyütmeyi başarmıştır. Tarih boyunca kurduğumuz kesintisiz devletler zinciri, bu kabiliyetin ürünüdür. Cumhuriyetimizi üzerinde inşa ettiğimiz 600 yıllık Osmanlı çınarı bile tek başına bir milleti binlerce yıl ayakta tutacak motivasyonu sağlamaya yeterlidir. Geçmişi Asya’nın dört bir yanından Avrupa’nın derinliklerine uzanan Afrika’ya selam veren, kadim dönemlere kadar uzanan izleri sebebiyle Amerika kıtasını kardeş bilen bir milletin uzunca bir süredir kaderinin düğümlendiği yer işte burasıdır, Anadolu’dur, Türkiye’dir. Eğer Türkiye güçlüyse işte tüm bu coğrafyalarda gurur vardır, sevinç vardır. Eğer Türkiye güçlüyse dünyanın neresinde olursa olsun tüm mazlumlar, mağdurlar için bir çıkış yolu vardır. Eğer Türkiye güçlüyse yakın uzak her yerde zalimlerin zulmü altında inleyen her kardeşimiz için umut vardır. Türkiye’nin işte bu güçlü duruşunun en önemli ayaklarından biri de askerî alanda verdiği mücadeleler ve kazandığı zaferlerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman askerlerin yarım asra yakın bir süre önce Kıbrıs’ta sadece oradaki Türklerin canlarını kurtarmakla kalmadığını, bu milletin üzerindeki külleri en zor şartlarda bile silkip atabileceğini gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, neredeyse 40 yıl boyunca süren terörle mücadele döneminde kurulan tüm tuzaklara ve oynanan oyunlara rağmen sergilenen dirayetli duruşun yeniden başarılabilineceğinin işareti olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Suriye sınırlarımız üzerinden ülkemizi bölmek için harekete geçen PKK’lı ve DEAŞ’lı canilerin tepelerine binerek ortaya koyduğumuz kararlılık ve elde ettiğimiz başarı, oyunu tümden değiştirmiştir. Libya’da hem diplomatik hem askerî alanda gösterdiğimiz başarı sadece Akdeniz’de değil, tüm dünyada kartların yeniden karılmasına yol açmıştır. Karabağ’ın azatlık mücadelesinde Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz hasbi destek ve sadece 44 günde kazanılan zafer, bir kez daha tüm gözleri üzerimize çevirmiştir. İnşallah şimdi başka coğrafyalarda bizimle birlikte yol yürümek isteyen kardeşlerimizin yanlarında yer almanın hazırlıkları içindeyiz. Buradan bir kez daha açıkça ifade ediyorum; bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde, birlik ve beraberliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece emperyalistlerin ve onların oyuncağı hâline dönüşmüş kifayetsiz rejimler ile terör örgütlerinin zulmü altında inleyen kardeşlerimizin çağrılarına kulak veriyor, onlara karşı tarihî sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Binlerce, on binlerce kilometre öteden özellikle ses verip gelip, sırf kendi siyasi ve ekonomik çıkarları, güvenlik ve refah kaygıları için oluk oluk kan akıtanların tersine, biz yaşatmak için gidiyoruz. Türk’ün olduğu yerde zulüm olmaz. Türk’ün olduğu yerde masum kanı akmaz. Türk’ün olduğu yerde mazlum gözyaşı dökmez. Türk’ün olduğu yerde ancak güven olur, huzur olur, refah olur. Aksi yönde tek bir örnek gösterilemez. İşte bunun için milletimiz hep ordusunun muzaffer askerinin şanlı, ülkesinin güçlü olması dileğiyle dua eder. Bugün mezun olan siz subaylarımız görev yerlerinizde işte böyle şanlı bir orduya kumanda edeceksiniz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyorum.”  Diyerek konuşmasına devam etti.

Cumhurbaşkanımızın yaptığı bu kıymetli tespitler ve yapılan hizmetleri inkar etmek akıl işi olmasa gerek.

Sonuç olarak Türkiye sıkıntılı süreçlerden geçiyor, geçmesi de normal, FETÖ terör örgütünün en büyük darbesi Türk Silahlı kuvvetlerine karşı yapılmış olsa da, çok şükür Türk Milletinin genlerindeki “asker millet” oluşu ordumuz içinde yapılan ihanetlerin kısa zamanda son bulmasını sağlamış Türk Silahlı Kuvvelerimiz kısa sürede kendisini toparlayarak hem Yurt içinde hemde yurt dışında destanlar yazmaya devam etmektedir.

Başarı Türk Milletinin ve milletimizi temsil eden kurumlarındır.

Günün Sözü;  İHANETLERİ UNUTMA, UNUTTURMA!.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.