Cemalettin Bilgin

ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN

Türk Milleti olarak en güzel temennilerimiz içinden bir tanesi; “ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN” düşüncesi olmalı, bu düşüncenin de her insanda var olduğuna inanarak bir şeyler yazmaya çalışacağım.

Aslında Devletimizin ne kadar güçlü olduğunu her insan biliyor, her şeyden önce devlet hizmetlerinden faydalanan her insan biliyor.

Devlet hizmetinden faydalanan her insan, devletin sunmuş olduğu her imkanı bildiği halde bazı insanlar gereksiz şekilde “devletin vermiş olduğu hizmetten dolayı eleştirmiş olsa da, o eleştiri yapanların halk içinde fazla etkileri yoktur.

Her insan gibi bizlerde devletimizin yani iktidarın sunmuş olduğu imkanlardan faydalanıyoruz.

Devletin gücünü ve  vermiş olduğu hizmetleri anlamak için zor günler yaşamak sanırım işin gerçek tarafının anlaşılmasında önemli etkisi var.

Dün 21 Haziran 2020 Pazar günü idi, güneşli bir günde rutin ev işleri ile meşgulken, sabah saat 09-010  civarında bahçede çalıştığım bir sürede hanım balkondan bağırarak; “Cemalettin çabuk eve gel Hastaneye gidilecek” diyerek seslendiğinde, bahçeden 3 kata hızlı bir şekilde çıktım, ter içinde kalan kıyafetlerimi değiştirip  sanırım yarım saat için de Hastaneye yetiştim.

İnsanlar bazen olağan üstü enerjiyi, olağan üstü aldığı enerji sayesinde kullanıyor, benimde öyle bir süreci kullandığımı düşünüyorum, normalde bir insan Bahçede yoğun bir şekilde çalışırken, topuklarından ter akarken hanımın seslenmesi ile; “hemen yukarıya gelirmisin?” sözleri ile başlayan süreç; “tamam gelirim elimdeki şu işi bitireyim, zaten çok terledim” sözleri ile cevap verilir, sonrası malum.

Aslında Hastanede yatan abim Mustafa Bilgin var idi, birde evimizde hanımın 92 yaşında annesi vardı, her iki hastanın durumunu bildiğim için hastane konusu ortaya çıkınca belikli her ikisinden birisinin sıkıntısı olduğu için hızlı hareket etmek beyin olarak zaten şartlanmış durumda idik.

Eve hızla çıktım hanım; “abin ağırlaşmış, hastanede Tokat’a göndereceğiz demişler” dendiği için sanırım beynimiz olağan üstü çalışmaya başladı, normal zamanda 3-4 değişik süreçte yapılması gereken hareketlerin ve diyaloğun süresi birden hepsinin hayat bulmasına neden oldu.

Rutin zamanda, elindeki işi bırakacaksın, rahat bir şekilde 3. kata çıkacaksın, terli kıyafetini çıkartıp banyoda duş alacaksın, sonra kendini yormadan, riske atmadan, bir süre içinde Hastaneye gidip gerekli girişimlerde bulunacaksın, bunun rutin zamandaki süresi 1 saat.

Dedik ya;, bazen insan olağan üstü hareket ediyor, sınırları zorluyor ve üzerine düşen görevini yapmaya çalışıyor.

Haberi aldık  Niksar Devlet Hastanesine koştuk, hastamızın durumunu sorduk; “durumu ciddi Tokat’a sevk edeceğiz dediler” denince; bende “gerek yok, burada olmayan tedavi Tokat’ta nasıl olacak?, burada kalmasını, gerekli tedavi olacaksa burada olmasını istiyoruz” dedim.

Sıkıntılı süreçte beklemek zor, abimin hasta yatağında yatan ve durumu ağır olduğunu öğrendiğimizde hastanede idik, yoğun bakım bölümünde hareketlilik başladı, 15-20 dakikalık bir zaman geçti sanırım, oda kapısı açıldı Doktor bey; “başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin” dedi ve hayatın diğer tarafının sürecide başlamış oldu.

İnsanlar olarak, doğduk, büyüdük, geliştik ve yaşam devam ederken ebedi yolculuğa çıkmış oluyoruz.

Yazımızın başlığını; “ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN” diyerek başladık, gerçektende bu söz kıymetli ve önemlidir.

Devletimiz pek çok alanda olduğu gibi Sağlık alanında dünyanın en başarılı sağlık sistemini verdiği biliyorduk, insan yaşarken bunları daha net görüyor, aldığımız sağlık hizmeti karşısında söylenecek tek söz var; ALLAH DEVLETİMİZDEN RAZI OLSUN, ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN” demektir.

Abim Mustafa  Bilgin baba mesleği Kitap- Kırtasiye hizmetini çocukluktan itibaren sürdürdü, yine babamızın mesleği olan Gazete matbaa işlerini de bizler halen yürütmeye devam ediyoruz.

Pazar günü vefat eden abim 2 yıl önce hastalandı, ilk defa hastalandı ama ciddi bir hastalık yaşadı Doktorların ifadesi “Siroz  teşhisi” idi, hastalık ortaya çıkınca  tedavi süreci başladı, derken Karaciğer Nakli yapılması gerekli olduğu ifade edildi, çeşitli doktorlara muayene oldu ve son olarak karaciğer nakline karar verildi ve 2 yıl önce Karaciğer nakli yapıldı, uzun bir ameliyat ve tedavi sonrasında, sağlığına kavuştu, işte bu zaman içinde devletimizin sağlık konusunda ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

18 sene öncesi ile, 18 sene sonrasını kıyaslamamak bizleri vicdanen rahatsız eder, hizmeti veren devletimiz ve hizmet yapan sağlık personeline saygısızlık olur.

18 sene önce şayet böyle bir hastalığa yakalanmış olanlar Allah şahittir servetini dökse ancak tedavi imkanı olabilirdi, belki de parası olsa bile tedavide olamayabilirdi, 18 sene sonra İktidarın Sağlık alanında devrim niteliğinde yaptığı çalışmaları görmemek, anlamamak, inkar etmek insanlıkla asla bağdaşmaz.

18 sene önce bir insan Hastaneye gittiğinde  hangi bölüm olursa olsun, ilk önce muayene olacağın Doktorun Muayene hanesine gidecektiniz, Doktora muayene parasını ödeyecektiniz, sonra Hastaneye yatmanız gerekirse Doktorun aldığı para desteği ile hastaneye gidip orada tekrar muayene olup, ilaçlarınız yazılacak ilaç parasından da öyle kurtulacaksınız veya muayene olmak için Hastaneye gittiniz, Doktor muayene yapınca; kardeşim burada gerekli muayene cihazı yok, benim şuradaki muayene haneme gel orada tekrar cihaz ile muayene yapmam gerekiyor” der ve  sizi hastane muayenesinden sonra, Doktorun Muayene hanesine gidersiniz, orada görevli insan sizi sıraya yazarken muayene parasını alır, Doktor öğlen arası yemek molası verildiğinde saat 11.30 civarında yemek molası yerine koşuşturarak kendi özel muayene hanesine gider, sırada, bazen de kuyrukta bekleyen hastalarını orada cihazı ile muayene yapar, hastanede yazdığı reçeteyi tekrar kontrol eder, hastanede imiş gibi reçeteyi onaylar hasta parasını verir teşekkür eder ve ilaçlarını alır!.

Bu sıkıntılı günde  bu küçük hatırlatmayı yapma ihtiyacı duydum, çünkü Türkiye 18 yıl önceki Türkiye’nin olmadığını, her insanın karşılaşacağı ve özellikle gençlerin bu süreci bilmediği için ülkemizin 18 yıl önceki sağlık imkanları ile, 18 yıl sonraki sağlık şartlarını bilmelerini istedim.

Söz konusu 2 yıllık tedavi sürecinin maliyeti Devletimize sanırım 1 milyon TL.

Günün Sözü: ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN. AMİN

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.