Halkın her konuya duyarlı olması çok kıymetli ve önemlidir.
Niksar’da son günlerin tartışılan en önemli konusu 3 maden Ocağı ruhsatının alınması konusudur.
İnsanlarımızın verimli topraklar ve sağlıklı sularımızın zehirlenmemesi için başlattıkları mücadele taktire şayandır, lakin yapılan mücadeleye iyi başlayıp, sağlıklı sonuç almak gerekir.
Açıkça söylemek gerekirse, ortaya çıkan mücadele her ne kadar eleştiri alsa da, benim açımdan olumlu bir mücadele, her şeyden önce bugüne kadar hiçbir mücadele içinde görmediğim insanların memleket meselelerine sahip çıkmaları ve tepki vermeleri anlamlıdır.
Mücadele yapılırken algı operasyonlarına yenik düşmemek gerekir!.
Toplantılarda düşüncelerimi sıkça dile getiriyorum, konuşmalarım bazı arkadaşların işine gelmese de, bizler doğruları konuşmak mecburiyetindeyiz.
Toplantılarda şu düşüncemi birkaç defa dile getirdim; arkadaşlar önemli bir mücadeleye girilmiş oldu, bu mücadelede yola çıkarken 10-15 kişi ile başlarsınız, yolun sonuna doğru giderken bu sayı 3-5 e inebilir inşallah yolda satışlar olmaz” dedim, bu sözlerim gerçektir ama sert sözlerdir!.
Memleket meselesindeki mücadeleler her zaman zor olmuştur, ilk önce etrafınızda çok insan olur, hatta duyanlar dahi müdahale etmek, katılmak isteklerini ortaya koyar, iş ciddileşince işler değişir.
Niksar bölgesinde var olduğu iddia edilen 3 maden ocağı sözleri ortaya çıkınca vatandaş ikiye bölünmüş oldu!.
Bir tarafta, Toprak ve Suyun zehirlenmemesi için tepki gösterenler, bir tarafta “bir an önce çalışma başlasın da adamımı buraya yerleştireyim” diyenler var, bir başka tarafta bölgedeki köylerde bulunan bazı insanlar arazilerindeki verimin artması için çalışmadan, tesis kurulsunda bende orada çalışayım” diyenler var!.
Aslında bir başka grup varmı? diye soranlara; olabilir iktidara kızanlar Maden ocağının açılmasını istemeyebilirler, kendileri iktidar olsa idi, kendileri halkın sözlerine ilgi duyarlarmıdır?, onu da kestirmek zor.
Dedik ya; mücadele yapmak zordur, halen bir karmaşa vardır, bir ileri, iki geri gidildiğini düşünüyorum!.
Eleştirmek herkesin hakkıdır, eleştirince alternatifleri sunmak gerekir.
Bugüne kadar Niksar adına yapılan her mücadelede hep ileri saflarda oldum, hep öncü olmaya çalıştım, başlatılan her mücadeleyi de kazandık çok şükür, ama bu mücadelede işin başından beri hep orta sıralarda kaldım, öyle kalmaya devam ediyorum.
Bugün akşam bir paylaşım gördüm, Maduru mahallesinin üst tarafında, bir birine yakın 2 bölgenin resmi çekilmiş yeşil ağaçlık arasında iki küçük bölgenin toprak kısmı gözüküyor, yapılan paylaşım bir hayli ilgi gördü, lakin paylaşımın ne olduğu bilinmeden yapılan yorumları okuyunca şaşırdım!.
Söz konusu paylaşım dağlık ve yüksek bir arazi yapısına sahip, o bölgeyi görünce “keşke şu bölgelere Niksar’ın konutlaşması yapılsa dediğim bölgelerden bir tanesi” yapılan yorumlara bakınca duramadım bir iki yorumda ben yaptım!. Cemalettin Bilgin; bir kampanyada Niksar Ovası BETON yığını olmasın, diye başlatılsın, Niksar Ovası maden aranacak bölgelerden dahamı değersiz arkadaşlar!.. Niksar bir bütündür” dedim.
Hasan Pur hocam; abi hakikaten doğru söylüyorsun. Ovamız hızla inşaat çöplüğüne dönüyor.” dedi.
Aslında bir başka paylaşım vardır, o paylaşıma yapılan yorumlar ilgimi çekmişti, bende o paylaşıma birkaç yorum ekledim, arkadaşlar bana cevap verince!.
Gerçekten yapılan mücadele önemli ve kıymetli yeterli mücadelede yılgınlık olmasın.
Niksar bölgesindeki 3 maden ocağı çalışması yapılırken, o konuya odaklanmak gerekir, konu dışına çıkıldığında başarı şansı düşebilir.
Avcı değilim ama avcıların genel düşüncesi içinde şunu biliyorum.
Bir avcı ava çıktığında karşısına çıkan çok sayıda hedefi düşünürse hiçbir tanesini vuramaya bilir, ama bir hedefe odaklanırsa mutlaka başarı şansı çok yüksek olur ve ilk odaklandığı hedefi mutlaka vurur.
Avcı hedefine çok sayıyı alırsa dikkati dağılır ve hedefi vuramaz!.
Memleket mücadelesinde de böyledir.
Bugün bizlerin tek hedefi 3 Maden Ocağının yapılıp yapılmaması meselesidir.
Şayet Maden Ocağı dışına çıkılıp yola düşüldüğünde “başka hedefleri de vuralım” şeklinde bir düşünceye sahip olunursa, yola çıkanların sayısı her geçen gün azalır, birde bakmışsınız ki hedefe varamadan, “pes” diyenlerin sayısı çoğalmıştır ve hedefe kitlenenler de hedefe varamadan, yolda kalmış olurlar!.
Memleket için mücadele yapmak gerçekten zordur, önüne öyle büyük engeller çıkar ki, yılgınlık gösterdiğin an, yenik düşersin!.
Maden Ocağı mücadelesinde kafaların karışık olduğunu biliyorum, çok başlılık var, tek hedefe odaklanmak arken, birkaç hedefe adaklanmak isteyenler var, bu nedenle “ALGILARA YENİK DÜŞMEMEK GEREKİR” diyorum.
Bu memleket için ömrünü mücadele ile geçirmiş bir insan olarak düşüncelerimi paylaşıyorum ve yazıyorum.
Gerçekleşen toplantılarda konuşmama kararım oluyor, lakin bazı işlerin yanlış gittiğini görünce mecburen söz alıyorum.
Yaptığım ve yapmak istediğim hiçbir mücadelede hayalci olmadım, hep gerçekleri araştırdım, gerçekleri ortaya koydum ve hep birlikte başarıyı yakaladık.
Mücadeleler hep tek kişi ile başlar, çok kişi ile devam eder, az kişi ile sonuç alınır. O az kişi azimli ve kararlı olursa hedefe ulaşır.
Günümüzde sosyal medya önemli, medyanın her aşaması, her dalı önemli.
Bizler bazı zorlukları başardık ise, elimizdeki basının aracının sayesinde ve kararlı duruşumuzdandır.
Dilekçelerle asla başarı sağlanamaz.
Bugün Maden Ocakları ile ilgili her ne kadar bilgi kirliliği olsa da, bilgi kirliliğini aşmak mümkündür.
Hangi mücadele olursa olsun, başarmamak için bir neden olamaz, yeter ki azimli ve kararlı ekip oluşturulsun.
Mücadelelerde kişisel hırs ve ötekileştirmeler sonucun alınmamasına etki yapar, bu nedenle, mücadele yapılırken; GÖKTEKİ KUŞTAN, YERDEKİ SOLUCANDAN MEDET UMULUR, BİZLER BÖYLE YAPTIK.
Günün Sözü: GÖKTEKİ KUŞTAN, YERDEKİ SOLUCANDAN UMUDUNU ASLA KESME, ÇÜNKÜ ONLARIN SAHİBİ CENABI ALLAHTIR.
YORUMLAR