Adı İstanbul Sözleşmesi olan ama, asla İstanbul ismine yakışmayan ucube bir sözleşme çok şükür ortadan kaldırıldı.
Adı İstanbul Sözleşmesi idi, bu ucube sözleşmeyi savunan bazı insanlarımızda vardı, bu sözleşmenin adı İstanbul ama, tam olarak nerede hazırlandı?.
Neden İstanbul Sözleşmesi!.
Zamanında pek çok dünya devletlerinin yetkilileri ve bakanları İstanbul’da toplanıp bu sözleşme gündeme geldiği için adı İstanbul Sözleşmesi, yoksa İstanbul ile alakası olmayan, hatta Müslüman Türk milletinin ayağına vurulan en ağır Pranga Zinciri idi.
Bizim gerçek sözleşmemiz; Allah’ın Müslümanlara vermiş olduğu Kur’anı Kerim’dir, Veda Hutbesidir, İstiklal Marşımızdır ve Ey Türk Gençliği’dir.
Ülkemize yapılan operasyonlar devam ederken, ülkemizdeki yıkımları onarmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi ve Türk milletini, mutlu huzurlu ülke ve millet yapmak için çalılan bir devlet başkanımız ve ona katkı sağlayan bir avuç insanımız var.
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen sözleşmenin Cumhurbaşkanımız tarafından ortadan kaldırılması çok anlamlı ve isabetlidir.
Şimdi bu sözleşmenin neden kaldırıldığı yine çarpıtılarak ortaya konacak, yine algı operasyonları ile Hükümetimiz yıpratılmaya çalışılacaktır.
Yukarıda ifade etmeye çalıştım, bizim ebedi olarak sözleşmelerimiz hayatın içinde.
Cenabı Allah (cc)bizleri yaratırken bizlere en kıymetli sözleşmeyi vermiş, Kur’anı Kerim ve onun rehberi Hazreti Muhammed Mustafa (sav), bizler bu sözleşmeyi iyi okur isek ve sözleşmenin şartlarını yerine getirdiğimizde dünyanın en huzurlu insanları oluruz, lakin şerler, ihanet içindekiler, Allah’a karşı çıkmaya çalışanlar, şeytanın peşinden gidenler, Allah’ın yüce kitabının tam hayat bulmaması için her türlü şeytani çalışmayı yapıyorlar.
Klasik bir söz; bizler Dünyaya imtihan için geldik, doğru ve yanlışlar var, bu doğruları bulup, yanlışlardan uzak kalmak için yaşamak durumundayız.
İnsanlığın en önemli hayat kaynağı ve rehberi Kur’anı Kerimdir.
Kur’an Allah tarafından en sevgili kulu Hazreti Muhammed efendimiz aracılığı ile insanlığa gönderilmiş hayat kaynağıdır, hem bu dünyanın, hem de ahiretin rehberidir.
Bizler için hayat kaynağı olan bir rehberimiz var, o rehberi bizlere sunan Allah’ın elçisi var, o elçi ebedi yolculuğa çıkmadan İslam alemine bir seslenişte bulunmuş ve VEDA HUTBESİNİ teslim etmiş, Veda Hutbesini okuduk mu?, okur isek orada Allah’ın en sevgili kulu Hz. Muhammed Mustafa (sav) her insanın kıymetli olduğunu ve kadın denince ne anlamamız gerektiğini ifade etmektedir, yani Kur’an rehberimiz, Veda Hutbesi fenerimiz olursa asla millet olarak sıkıntı yaşamayız.
İnsanın olduğu yerde hata vardır, insanlar yaptıkları hataların bedelini öderler. Kur’an yolundan Peygamberin rehberliğinden ayrılanlar, kurulan devletlerin yıkılmasına mani olamazlar ve karşımıza İSTİKLAL MARŞININ yazıldığı anları yaşarız!.
İstiklal Marşı öyle kolay yazılmış, bir şiir değildir, bir milletin acı ve ısdırabını ortaya koyarken, aynı zamanda Türk Milletinin gücünü ve güçlü yapısını da ortaya koymakta yapılan ve yapılacak olan İHANETLERE KARŞI; “TİTRE VE KENDİNE GEL” diyerek bugün yaşatılmak istenen ihanetlere işaret etmektedir!.
Türk Milletine İstiklal marşını yazan büyük alim ve vatan sevdalısı rahmetli Akif’in sözlerini teyit edercesine, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin temel taşlarından olan Türk Gençlerine Hitap ederek bıraktığı eser, bizler için son noktanın konduğu öğütlerdir.
ŞAİR NE DİYOR?; “EY TÜRK GENÇLİĞİ, BİRİNCİ VAZİFET TÜRK İSTİKLAL VE CUHURİYETİ KORUMAKTIR , İLELEBET MUHAFAZA ETMEKTİR” diyor ve devam ediyor.
Bugün millet olarak yaşadığımız sıkıntılar bizlere emanet edilen değerlerin kıymetini bilmemek ve doğru yoldan ayrıldığımız için çeşitli zamanlarda bedel ödüyoruz!.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini kullanarak ülkemize ihanet edenleri alkışlayanlar şunu asla unutmasın; “Ey Türk milleti birinci göreviniz kurulan siyasi partiyi destekleyin onu koruyun” demiyor!. Türk Milletinin temel taşlarından olan Türk Gençlerine hitap ederek, “kurulan Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkın” diyor.
Bugün küçük siyasi çıkarlar uğruna Türkiye’nin yıkılmasına göz yumanlar!, ya terörle veya ekonomik terörle ülkemizin batmasına göz yumanlar, bizler gibi gözükenler, asla başarılı olamayacaklardır.
Bugün AK Partinin, yani devlet düzeninin bozulması için terör örgütlerinin eylemlerine göz yumanlar, Hükümeti yıkmak için Dolar oyunlarını alkışlayan siyasetçiler şunu asla unutmayınız; TERÖR ÖRGÜTÜ DESTEKLERİ İLE, AB VE ABD NİN MANDA yönetimlerine göz kırpanlar, san o koltuğu iş olsun diye vermeyeceklerdir, şayet alabilirseniz!.
Dünyada hiçbir terör örgütü tek bir ülkenin kontrolünde değildir.
Ülkemizi yıkmak bölmek isteyen hainler 40 yıldır PKK terör örgütü desteklemektedir, bu hain terör örgütünü kurduranlar asla başarılı olamadı, olamayacaktır da, ama yaptıkları ihanette ciddi oranda başarılı olmuşlardır oda Türk Milletinin varlık değerleri olan trilyonlarca Dolar değerindeki mal varlığı TERÖLE mücadele harcanmış ülke ekonomisi bugün kü gibi bazen sıkıntılı süreçler yaşamıştır.
Ülkemizi bölmek parçalamak isteyen devletlerin 1. Önceliği onların istemedikleri yönetimi yıkmak, yerine kendileri için kukla olan yönetim getirmektir, 1. cide başarılı olamazlar ise, farklı alternatifler üreterek ülkemizi kendi MANDA yönetimine almak istekleri devam edecektir.
Bu düşünceler içinde ülkemiz üzerindeki oyunları asla bitmeyecektir.
Dün ülkemizi farklı şekillerde kuşatarak ele geçirme istekleri, zamanla farklı halde olacaktır.
Milletimizin; örf adet gelenek ve göreneklerine tamamen ters olan “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ”ni nasıl allayıp pullayıp, samimi Müslüman insanların zafiyetinden faydalanarak bir Kaşık Suda fırtına koparıyorlarsa, bu algı bittikten sonra başka algı operasyonlarına kalkışacaklardır.
Bizlerin kurtuluşumuz ve gerçek sözleşmemiz; Allah’ın Müslümanlara vermiş olduğu Kur’anı Kerim’dir, Veda Hutbesidir, İstiklal Marşımızdır ve Ey Türk Gençliği’dir. Bu emanetlere sahip çıktığımız zaman bizleri hem bu dünyada, hem de ebedi istirahatgahta kimse sıkıntıya sokamayacaktır!.
Günün Sözü: REHBERİMİZ KUR’AN, DİNİMİZ İSLAM.
YORUMLAR