Cemalettin Bilgin

1939-42 DEPREMLERİ UNUTULDU!

Elazığ ilimiz 6.8 ile sallandı, şiddeti Tokat-Niksar-Erbaa ve Reşadiye’yi salladı!.

Ülkemizde ve bölgemizde DEPREM gerçeğini anlamak için mutlaka insanların ölmesi mi gerekiyor?.

Cumayı Cumartesine bağlayan akşam saatlerinde, insanların uğraşı ve rahat yaşadığı bir zaman diliminde merkez üstü Elazığ ilimiz olan 6.8 şiddetinde bir DEPREM oldu ilk tedirginlik Tokat, Niksar da yaşandı.

Ülkemizde DEPREM gerçeğini görmeden, gördüğü halde gerekli tedbirleri almadan yaşamak, insanlığa zulümden baka şey değildir.

Niksar’da, Erbaa da 1939-42 Depremleri yeni nesiller tarafından hiç bilinmez, biz orta yaşlılar ve bizden büyük olanlar Deprem gerçeklerini yaşamışlar ve öğrenmiş olmalarına rağmen ise, kişisel çıkarlar ve rantlar uğruna da umursamaz bir hayat yaşarlar.

Şu ata sözünü sıkça hatırlatıyoruz; “MAL SAHİBİ MÜLK SAHİBİ HANİ BUNUN İLK SAHİBİ?.

İnsanlığın ders alması gereken önemli bir söze rağmen, yaşanmış onlarca felaket ve sıkıntıya rağmen bazı insanların doyumsuz ve aç gözlü oluşu insanları adım adı felakete götürmektedir.

Yıllardır Niksar Deprem gerçeklerini yazıyoruz, 2019 yılında bölgemizde olan Depremlerle ilgili pek çok yazılar yazdık amma lakin yazılarımızı okuyan insanlar, dünyalık rantlar uğruna “Niksar Deprem Gerçeğini” anlamak istemiyor.

Dün akşamdan sabaha kadar saatlerce TV lerdeki yaşanan sıkıntılı süreçleri dinledim, Depremlerin gerçeklerini bilen bilim insanlarını dinledim, Depremler konusunda çok mücadele ve araştırmalar yapmamıza rağmen saatlerce bilim insanlarını yine dinledim, sonra şunu düşündüm; “Cemalettin efendi, yine klavyenin başına geçeceksin yazdıkça yazacaksın, insanlar Cuma gecesi yaşanan Elazığ  Depremini kısa zamanda unutacak, ölen onlarca insanı kısa zamanda unutacak, yaralanan yüzlerce insanı yine unutacak ama sen yazmaya devam etsen de sana birileri yine çamur atacak; ne menfaati varda bunları yazıyor” diyecek olanlar ortaya çıkacaktır” diyerek sabah oldu, geldik işyerimize oturduk klavyenin başına.

2019 yılı Ocak ayında Depremleri içeren yazılar yazmışım. 2019 yılı Ekim ayında birkaç yazı yazmışım, 2020 yılına girildiğinde yine Niksar Depremleri ile ilgili yazılar yazmışım tarihe not düşmüşüm.

Ne yapalım bizler tarihin derinliklerinde var olan gerçekleri ve bundan sonra olma ihtimali olan sıkıntıları yazıyoruz, yazmakla mükellefiz, yazmaz isek insanların vebalini omuzlarımız da taşımız oluruz.

Biz yazmakla mükellefimiz, olur ya yazımızı binler ve on binlerce insan okusun faydalansın isteriz, okuduktan sonra insanlar huzurlu ve mutlu hayat yaşamalarını isteriz, şayet binler on binler değil de birkaç kişi okuyup Deprem ile ilgili bir tedbir alırsa ve Deprem olduğunda birkaç insana fayda sağlamış olur isek o fayda bile bizler için Cenabı Allah huzurunda fayda sağlayacaktır.

Biz var olan gerçekleri yazmakla mükellefiz, basın mensubu uyarıcı görevini yapmakla mükelleftir, biz mükellef olduğumuz noktada görevimizi yapıyoruz.

3 Ocak 2019 tarihinde şu başlıkla şu gerçekleri yazmışım; NİKSAR GERÇEĞİNİ BİLMEYENLER SÖZ SAHİBİ OLURSA!. Zamanı gelmişken bir iki hatırlatmak yapmakta fayda vardır, hani bazen bizleri bilgisizliği sonucu eleştirenler var ya belki onlarda bu açıklamadan sonra “Cemalettin haklı imiş” diyebilirler.

Niksar Kentsel Dönüşümü bugüne kadar yapmak zorunda idi, çünkü Niksar 1. Derece Kuzey Anadolu Fay hattındadır dünyadaki en riskli ve tehlikeli fay hattı Kelkit Irmağı içinden geçmekte derinlikler denizin derinliği gibi etrafa yayılarak genişlemektedir.

Niksar gerçekleri içinde bu şehrin Ovasının göbeğinden yani Kelkit Irmağı yatağından geçen fay hattı yanında çeşitli bölgelerde kılçık şeklinde girişleri vardır, yani belediye başkanlarının ilk görevi Niksar’da olacak bir deprem karşısında en sağlıklı tedbirleri almak görevleri içindedir” demişim 3 Ocak 2019 tarihinde.

1 Ekim 2019 tarihinde şu başlıkla yazıyı kale almışım; NİKSAR NE ZAMAN SALLANACAK?. Niksar’da Deprem Ne zaman Olacak? Sorusunun cevabını vermek mümkün değil, bugüne kadar depremlerin ne zaman olacağını ilen bir teknik geliştirilemedi ama bir gün buda olur mu?, evet böyle bir teknolojiyi bulmak mümkündür.

Deprem Doğanın bir önemli armağanıdır. Depremler insan öldürmez, İnsanları, insanların hataları öldürür.

Yanlış falan okumadınız, Depremlerin insanları öldürmediğini yazıyoruz, hatta Depremler insanların daha sağlıklı yaşaması için Dünyaya yeniden hayat verir, dünyadaki kurumuş, fosilleşmiş, kabuklaşarak insanlara fayda sağlamayan yaşlanmış maddeleri kaldırıp atar, dünyaya yeniden hayat verecek maddeleri ortaya çıkartır.

Niksar Ovasının verimli olmasının en önemli nedeni, Niksar Ovasının Depremler sonunda var olmasıdır!.

Sanırım bu sözlerimi anlamayanlar olacaktır, bir kez daha tekrar edelim, Niksar Ovasının oluşması Depremler sayesinde  olmuştur, gerçekleşen her Deprem sonrasında Dağlar yavaş yavaş ayrılır, dağların birbirinden uzaklaşması verimli ovaların ortaya çıkmasını sağlar, Niksar Ovası da Canik dağları ve Kelkit Vadisi boyunca uzanan sıra dağların ayrışması sonucu Cenabı Allah verimli toprakları bizlere bağışlamıştır.

Niksar olarak çok şanslıyız, ama şanslı olduğumuz kadar da insanların hatasından dolayı şanssızlık yaşıyoruz ve de yaşayacağız.

“Bir Musibet, bin nasihatten iyidir”, sözünü hatırladık, musibetler olmasa, nasihatlerden bir şey anlamamakta ısrar edeceğiz insanlar olarak” demişim ve devamla.

4 Ekim 2019 tarihinde yine yazmışım.

DEPREM GERÇEĞİNİ ANLAYAMAMAK!. İstanbul’da iyi ki 5.8 deprem oldu.

İstanbul olunca her şey başka oluyor, hangi alanda ne konuşursanız konuşun, İstanbul gerçeğini bilmek zorundayız.

İstanbul’da meydana gelen 5.8 lik deprem ülke genelinden bir hayli ses getirmeye başladı, binalar tam olarak araştırılıyor, okullar boşaltılıyor, binalar boşaltılıp mutlak Kentsel Dönüşüm kapsamına alınarak hizmetler hızla yapılmaya başladındı.

İstanbul’u konuşmak, ülkenin tüm meselelerini konuşmak anlamına geliyor.

İstanbul’da gerçekleşen Deprem Niksar’da olmayacak mı?, olacak tabi ki, inşallah İstanbul Depremi gibi kısa süreli ve şiddeti 5-6 oranında kalır, şayet 7-8 şiddetinde olursa Allah korusun nasıl bir manzara ile karşılaşırız, bunu kestirmek bile istemiyorum.

Niksar-Erbaa- Reşadiye  bölgesinde 1939 ve 1942 yıllarında gerçekleşen depremlerde nasıl bir manzara ile karşılaştık, bu yaşanan sıkıntıları büyüklerimiz hep anlatırdı, deprem de yıkılmayan ahşap evlerin bir kısmı yani yüksek olanlar halk tarafından yıkıldığı da söylenirdi.

1939-42 depremleri döneminde Niksar’da 5-6-7 katlı binalar yoktu, en fazla 4 kat olduğu halde deprem sonrası insanlar kendi elleri ile bir iki  kat yıkarak insanlara zarar gelmemesini sağlıyor, önemli bir düşünce ve evler sağlam yapılar olasına rağmen ahşap binalar yıkılıyor, çok sayıda insanımız ölüyor, ve çok sayıda yaralı var.

Dün ile bugünü kıyaslamak önemli, geçmişte yapılan hatalar ve yanlışlardan ders almak gerekir, var olan gerçekleri bilmek ve bugünden sonra hataların olmamasını sağlamak gerekir.

1939 ve 42 yılında yaşanan depremleri hatırlatmak Niksar’da, Erbaa ilçelerini “terk edin” anlamına gelmemeli.

Ülkemizin Deprem gerçeğini nedense bir türlü anlatamıyoruz” demişim.

Niksar halen Niksar Ovasına doğru gitmeye devam ediyor, devletin hizmet binaları  halen Niksar Ovasına doğru yapılmak isteniyor, yani Deprem kuşağının enderin ve tehlikeli bölgelerine, sığ zeminlere doğru gitmekte ısrar ediliyor.

Kuzey Anadolu Fay hattının en tehlikeli bölgesi Kelkit Irmağı yatağı ve çevresidir, Niksar şehir olarak Ova bölgesine doğru gitmekte halen ısrar eder ve devletin yatırımlarını riskli bölgelere yapmakta ısrar ederse Deprem olması halinde vatandaşın; “DEVLET NEREDE” diyerek feryat etmesi normal olacaktır.

Geliniz yol yakınken, Niksar Hükümet Konağını Terminal bölgesine yaparak şehrin Niksar Ovasını istila edilmesine mani olalım, şehri Kuzey Anadolu  Fay hattının en tehlikeli bölgesine gitmesine mani olalım.

Niksar-Erbaa bir gün 1939 ve 42 gerçeğini yaşayacaktır, insanların feryatları daha fazla arşa çıkacak kadar olmaması için Niksar şehrinin “KENTSEL DÖNÜŞÜMÜNÜ” şehrin gerçeklerini görerek başlamasına vesile olalım.

Niksar’da Hükümet Konağına acil ihtiyaç yoktur. Niksar’da İlçe Jandarma komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü hizmet binalarına ihtiyaç vardır bunlarda doğru yerde, sağlam zeminli bölgelerde yapılmalıdır.

Bölgemizde 6-7 ve hatta 8 şiddetinde Deprem olması halinde, 30-40 binlerde olan nüfusun binlercesi yapılan hatalı şehirleşme sonunda hayata gözlerini yumarsa sorumlusu Niksar’da yaşayanlar olacaktır!.

Günün Sözü: BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.